KİTABIN ÖNEMİ

İnsanoğlunun yaşama başladığı günden bu yana insanlık için bir hastalık olduğuna  inandığım kitap okumama isteksizliğin, okumanın erdemliğini anlamamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bir kitap yazarı kitap yazabilmek için uzun yıllar değişik kitaplar okur, araştırır bin bir emekle kitabını yazar. Biz okurlar yazılan kitapları  satın alırız yada kütüphanelerden temin ederek birkaç saatte okuruz.

Kitaplardan sevgi, iyilik, doğruluk öğreniriz. Dilimizi iyi kullanmasını öğreniriz, bilimi öğreniriz, dünyayı daha iyi tanıma olanağı buluruz. Bu nedenle insan yaşamında yazarların önemi çok büyüktür.

Ben 1978 yılında HE. yönetici iken kaçak yayınlarla ilgili derneğimize gelen rütbeli bir askerin dediklerini hiç unutamam. Kitapların neredeyse büyük bölümü tapturap altına alınmıştı  Askerlerin başındaki komutan eline ‘KUVAİ MİLLİYE DESTANINI’ aldı bak dedi bu kitap çok güzel bu kalsın dedi ve attı, kitap ters gelince Nazım Hikmet ismini görünce; askere döndü bunu da kayıtlara geçin bu kitap da komünist diye askere seslendi.

Yaşamımda hiç unutamadığım anılardan biride 1980 eylül’ünde askerdim Annem bir kitap dışında tüm kitaplarımı yakmıştı. ‘Gorki’nin Ana kitabını yakmamıştı’ Neden yakmadığını sorduğumda isminin ana olduğu için diye cevap vermişti o an çok duygulandığımı , gözlerimden yaşlar boşandığını hiç unutamam.

Bu günlere nasıl gelindi diye düşündüğüm de geçmişe kısacık bir yolculuk yaptım. Okumayan, düşünmeyen, üretmeyen toplumların bir adım ileriye gitme ve çağı yakalama şanslarının olmadığını, kitabı ve yazarı suçlu gören cuntaların o ülkeye ne büyük kötülükler ettiğini Türkiye’nin gelmiş olduğu bu olumsuz tabloyu görünce insan daha iyi anlıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder